Son yıllarda yaz okulları özellikle gündeme gelen bir konudur. Aileler emin değil. Yararlı mı zararlı mı ?

Birçok ailenin de çocuğunu yaz okuluna göndermek istediklerini görüyoruz.

Ancak hala kafaların karışık olduğu ve faydaları konusunda hala birtakım belirsizliklerin yaşandığı da ortada.

Öncelikle yaz okulları faydalı mıdır sorusunun kısa ve net bir yanıtı vardır. Yaz okulları her yaştan, her cinsiyetten çocuk için tartışmasız faydalıdır. Bunu bilerek bazı değerlendirmeler yapmak gerekir.

Okul öncesi yaştaki çocuklar ve okul çağı çocukları için ayrı ayrı değerlendirme yapmak daha doğru olur. Çünkü okul öncesi yaştaki çocukların devam ettiği bazı yuva ve benzeri okul öncesi kurumların da yaz döneminde tatile girdiklerini görüyoruz.

Yaklaşık 8 ay boyunca pek çok aktivite yapan, arkadaşlarıyla oyun oynayan, paylaşan, sosyal ortamlara giren, zaman zaman gezilere giden çocukların birden bire evde oturmak zorunda kalmaları, üstelik en enerjik oldukları dönemde neredeyse bütün faaliyetlerden el etek çekmeleri son derece olumsuz bir durumdur. Bu olumsuzluk hem çocuk hem de aile açısından iki taraflı olarak yaşanan bir sorundur. Üstelik anne babanın çalıştığı bir aileden bahsediyorsak anne babaları da çok zorlayan tarafları olduğunu göz ardı edemeyiz.

Hayatının en dinamik, en enerjik ilk 6 yılı içerisindeki bir çocuk mutlaka akranlarıyla beraber olacağı, spor yapacağı, pek çok farklı uğraşı yaparak öğreneceği, kendisini ve başkalarını algılayacağı dönemde olabildiğince sosyal ortamlarda bulunmalıdır.

Bu anlamda okul öncesi yaşlardaki bir çocuğun yaz okuluna gitmesi başka bir açıdan daha önemlidir, çocuğun hiç boşluğa düşmeden okula ve eğitime hazırlanmasını da sağlar. Burada bazı aileler, çocuklarını mümkün olduğunca gezdirdiklerini ya da sosyal ortamlara, oyun yerlerine götürdüklerini söyleyebilirler. Ancak bizim bahsettiğimiz sistemli ve bilinçli olarak sürdürülen faaliyetler ve etkinliklerden oluşuyor. Üstelik oyun yerleri ve kapalı mekanlardaki eğlence yerlerinin özellikle çocuklara statik elektrik yüklediğini ve onlarda hiperaktivite ya da hafif ifadesiyle aşırı hareketliliği artırdığını unutmamak gerekiyor.

Okul çağı çocuklarında ise durum başka bazı boyutlar daha içeriyor.

Eğitim hayatı bir kez başladığında hepimizin bildiği gibi yıllarca sürecek uzun soluklu bir süreç başlamış demektir. Yaklaşık 8 ay ciddi anlamda akademik eğitim alan çocukların bir anda yaz tatilinde 3-3.5 ay boyunca boşa düşmeleri ve hatta tatili hiçbir şey yapmadan boşa geçirilecek zaman olarak görmeleri, eğitim hayatlarının kalitesi bakımından son derece tehlikelidir. Çünkü okul dönemi yeniden başladığında bu çocukları tatilin rehavetinden almak ve derslerine yoğunlaşmalarını sağlamak neredeyse birkaç ayı bulur.

Ayrıca tehlikeli olan başka bir sorun daha var ki, artık bütün toplumların ortak sorunu haline gelen televizyon ve internet bağımlılığı. Maalesef çok küçük yaşlardaki çocuklardan, yetişkinlere kadar herkesi pençesine alan bu bağımlılıktan elbette ki her zaman olduğu gibi en çok etkilenenler yine çocuklar oluyor.

İşte yaz okullarının yararı da bu noktada başlıyor. Bütün bir yaz boyunca güvenip sokaklara bırakamadığımız, spor alanlarının yetersizliğinden arkadaşlarıyla bir arada oyun oynatamadığımız çocuklarımızı “Aman evde olsunlar, gözümüzün önünde olsunlar” diyerek televizyonlardan ve bilgisayar ekranlarının başından alamıyoruz.

Enerjisini doğru yönlendireceği, kaslarını çalıştıracağı, kendisini ve sınırlarını test edeceği, arkadaşlıklar kuracağı, hoplayıp zıplayacağı, koşacağı, tırmanacağı, suyla, topla, toprakla, başka canlılarla haşır neşir olacağı yaz okullarına yönlendirmek en doğru davranış olacaktır.

İster okul öncesi, ister okul çağı çocuğu, bütün çocukların kendine güvenini, fiziksel ve sosyal gelişimini destekleyen çok yararlı çalışmaları olan yaz okulları her yaş için önerilen kurumlardır.